top of page

Search Results

"" için 49 öge bulundu

  • Deniz Kenarında Yaz Kampı: Türkiye'nin En Güzel Kamp Noktaları... Kamp Yapmanın İpuçları ve Püf Noktaları

    Yaz aylarında deniz kenarında kamp yapmak, doğanın tadını çıkarmak için mükemmel bir fırsattır. Türkiye'nin sahip olduğu muhteşem kıyı şeritleri, kamp severler için birçok seçenek sunar. İşte deniz kenarında kamp yapmanın püf noktaları, gerekli ekipmanlar ve Türkiye'nin en gözde kamp noktaları hakkında bilmeniz gerekenler: Deniz Kenarında Kamp Yapmanın Püf Noktaları: İklim ve Hava Durumu: Deniz kenarında kamp yaparken, hava durumu raporlarını takip etmek önemlidir. Ani yağışlar veya şiddetli rüzgarlar, kamp deneyiminizi etkileyebilir. Güneş Koruma: Güneşin zararlı etkilerinden korunmak için güneş kremi, güneş gözlüğü ve şapka gibi koruyucu ekipmanları kullanın. Ayrıca, gölgede kalabileceğiniz bir alan seçmeye özen gösterin. Sivrisinek ve Diğer Haşereler: Sivrisineklerden korunmak için insektisit içeren spreyler veya losyonlar kullanın. Ayrıca, uyku alanınızı sineklikle koruyun. Denizde Güvenlik: Deniz veya gölde yüzerken güvenlik önlemlerini unutmayın. Dalgalı veya akıntılı sulardan kaçının ve güvenli alanlarda yüzün. Gerekli Kamp Ekipmanları: Dayanıklı Çadır ve Uyku Malzemeleri: Su geçirmez bir çadır ve uyku tulumu gibi uyku malzemeleri, rahat bir gece uykusu için önemlidir. Mutfak Ekipmanları: Yemek pişirmek için taşınabilir ocak ve temel mutfak ekipmanlarınızı yanınıza almayı unutmayın. Kişisel Hijyen Ürünleri: Sabun, şampuan, diş fırçası gibi kişisel hijyen ürünlerini paketleyin. El temizliği için dezenfektan da bulundurun. Güneş Koruma ve İlk Yardım Malzemeleri: Güneş kremi, güneş gözlüğü ve bir ilk yardım kiti, kamp yaparken olmazsa olmazlardandır. Türkiye'nin En İyi Kamp Noktaları: Kabak Koyu, Fethiye: Muhteşem bir koyda kamp yapmak isteyenler için Kabak Koyu, sakin ve doğal bir ortam sunar. Cennet Koyu, Datça: Berrak denizi ve yeşil doğasıyla Cennet Koyu, kamp severler için bir cennet gibidir. Çıralı Plajı, Antalya: Uzun kumsalıyla Çıralı Plajı, çadır kurmak için mükemmel bir yerdir. Kabatepe, Çanakkale: Ege Denizi'nin serin sularında kamp yapmak isteyenler için Kabatepe ideal bir seçenektir. Gökçeada: Türkiye'nin en büyük adası olan Gökçeada, eşsiz koyları ve doğal yaşamıyla kamp yapmak için mükemmel bir yerdir. Deniz kenarında kamp yapmak, unutulmaz bir doğa deneyimi sunar. Doğru ekipmanları yanınıza alarak ve çevreyi koruyarak, bu deneyimin tadını çıkarabilirsiniz.

  • İstanbul'un Büyülü Dünyası: Tarihin İzinde Bir Yolculuk... İstanbul'da gezilecek yerler

    Bağbozumu şehri İstanbul, tarih boyunca farklı medeniyetlerin izlerini taşıyan ve bugün modernite ile gelenekselin mükemmel bir sentezini sunan eşsiz bir destinasyondur. Bu büyüleyici şehirde, her köşe başında yeni bir keşif sizi bekliyor. İstanbul hem Türkiye'nin hem de dünyanın göz bebeği. Gezilecek belki yüzlerce yer var. Ama kısa bir vaktiniz varsa gezilecek yerleri sınırlamakta fayda var. İşte İstanbul'da mutlaka ziyaret etmeniz gereken gezilecek bazı yerler: Ayasofya Camii: İstanbul'un sembollerinden biri olan Ayasofya, Bizans İmparatoru I. Justinianus tarafından 6. yüzyılda inşa edilmiştir. Hem Bizans İmparatorluğu'nun hem de Osmanlı İmparatorluğu'nun dini ve kültürel tarihinde önemli bir yere sahiptir. Topkapı Sarayı: Osmanlı İmparatorluğu'nun 15. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar başkenti olan İstanbul'da bulunan Topkapı Sarayı, Osmanlı sultanlarının yaşadığı ve devlet işlerini yönettiği merkezdir. Sarayın muhteşem bahçeleri ve zengin koleksiyonları sizi büyüleyecek. Sultanahmet Camii (Mavi Camii): İstanbul'un en ünlü camilerinden biri olan Sultanahmet Camii, muhteşem mavi çinileriyle tanınır. 17. yüzyılda Sultan Ahmet tarafından inşa ettirilen bu cami, İstanbul'un siluetinin vazgeçilmez bir parçasıdır. Kapalı Çarşı: Alışveriş tutkunları için cennet olan Kapalı Çarşı, yüzlerce dükkanıyla ve çeşit çeşit ürünleriyle ziyaretçilerini bekliyor. Burada geleneksel el işleri, mücevherler, halılar, baharatlar ve daha birçok ürünü bulabilirsiniz. Galata Kulesi ve Taksim Meydanı: İstanbul'un modern yüzünü keşfetmek isteyenler için Galata Kulesi ve Taksim Meydanı mükemmel bir başlangıç noktasıdır. Kuleden şehrin muhteşem manzarasını izleyebilir, Taksim Meydanı'nda ise şehrin enerjisini hissedebilirsiniz. Boğaziçi Köprüsü ve Boğaz Turu: İstanbul Boğazı'nın iki yakasını birbirine bağlayan Boğaziçi Köprüsü, şehrin ikonik simgelerinden biridir. Bir Boğaz turu yaparak, Avrupa ve Asya kıtaları arasında muhteşem bir yolculuğa çıkabilirsiniz. İstiklal Caddesi: İstanbul'un en canlı ve renkli caddesi olan İstiklal Caddesi, dükkanları, restoranları ve kafeleriyle doludur. Caddenin sonunda yer alan Galata Kulesi'ne çıkarak, şehrin panoramik manzarasını seyredebilirsiniz. Dolmabahçe Sarayı: Osmanlı İmparatorluğu'nun son döneminde inşa edilen Dolmabahçe Sarayı, Avrupa'nın en görkemli saraylarından biridir. Kristal merdivenleri, muhteşem avizeleri ve zengin dekorasyonuyla göz kamaştırır. İstanbul, her köşesinde tarih ve kültürle dolu bir şehirdir. Her ziyaretinizde yeni bir keşif yapacak ve bu büyüleyici şehrin eşsiz atmosferinin tadını çıkaracaksınız.

  • Yaz Aylarında Yüzerek Kaslarınızı Güçlendirin: Doğanın Sunduğu Fitness

    Yaz tatiline çıkarken küçük bir vicdan muhabesebesi akıllara gelir... Acaba spora ara verdiğimde döndüğümde devam eder miyim? Zaten spora başlama motivasyonu zor olan kimseler için bu tatillerin dönüşü spordan kopuşla eş anlamlı olabilir. Ama yaz aylarında çıktığınız tatilde spor alışkanlığınızdan kopmamamak da mümkün... Yazıyı okuduktan sonra mayo ve bikini bakmaya başlayacaksın. Yaz mevsimi sıcak havaları, güneşin ışıltısı ve serin sularıyla bize doğanın sunduğu eşsiz bir fırsat sunar: yüzme! Ancak yüzme sadece serinlemek için değil, aynı zamanda kaslarınızı güçlendirmek ve tonlamak için de harika bir aktivitedir. İşte yaz aylarında suyun keyfini çıkararak vücudunuzu şekillendirmenin yolları ve yüzmenin sağladığı fitness avantajları. Yüzerek kaslarınızı güçlendirmek nasıl mı mümkün: 1. Doğal Direnç Antrenmanı: Suya girdiğinizde, vücudunuzun her hareketi suyun direnciyle karşılaşır. Bu, kaslarınızı çalıştırmanın etkili bir yoludur çünkü her bir hareket daha fazla güç gerektirir. Özellikle serbest stil veya kelebek gibi suyun içinde ilerlemeyi gerektiren stiller, kol, omuz, sırt ve göğüs kaslarınızı etkili bir şekilde çalıştırır. Su direnciyle yapılan antrenmanlar, kas kütlenizi artırmanın yanı sıra dayanıklılığınızı da geliştirir. 2. Kardiyo ve Dayanıklılık: Yüzme, kalp ve dolaşım sistemini güçlendirirken aynı zamanda kardiyo antrenmanı sağlar. Sürekli olarak suyun üzerinde kalmak ve vücudunuzu hareket ettirmek, kalp atış hızınızı artırır ve böylece kardiyovasküler dayanıklılığınızı artırır. Düzenli yüzme, dayanıklılığınızı artırırken nefes alma tekniklerini de geliştirir, bu da genel fitness seviyenizi iyileştirir. 3. Eklemlere Dost Hareket: Yüzme, eklemlere çok daha az stres uygulayan bir egzersizdir. Diğer yüksek etkili sporlar gibi, yüzme sırasında eklemlerinizin üzerine aşırı baskı uygulanmaz. Bu özellikle eklem ağrısı veya sakatlık geçmişi olanlar için önemlidir. Yüzme, eklemleri güçlendirirken aynı zamanda esnekliği artırır, böylece yaşlanma sürecinde eklemlerin sağlığını korur. 4. Tüm Vücut Egzersizi: Yüzme, vücudunuzun hemen hemen her kasını çalıştıran bir tam vücut egzersizidir. Su içinde hareket etmek, dengenizi korumanızı ve vücudunuzu stabilize etmenizi gerektirir, bu da çekirdek kaslarınızı etkin bir şekilde çalıştırır. Bu sayede, sadece belirli kas grupları değil, tüm vücudunuzun güçlenmesini sağlarsınız. 5. Ruh ve Zihin Sağlığı: Yüzme, sadece fiziksel sağlığınızı değil, aynı zamanda ruh ve zihin sağlığınızı da iyileştiren bir aktivitedir. Suyun huzur verici etkisi, stresi azaltır ve zihni sakinleştirir. Bu nedenle, yaz aylarında suya girmek, hem bedeninizi hem de ruhunuzu tazelemenin mükemmel bir yoludur. Yaz aylarında yüzme, sadece serinlemek için değil, aynı zamanda vücudunuzu güçlendirmek ve şekillendirmek için de mükemmel bir fırsattır. Suya girdiğinizde, doğanın sunduğu bu eşsiz fitness aktivitesinden en iyi şekilde faydalanın ve hem bedeninizi hem de ruhunuzu canlandırın. Unutmayın, her yüzüş size daha güçlü, daha sağlıklı ve daha mutlu bir vücut getirir!

  • Mavi vatan doktrini, önemi, amacı... Mavi vatan tezinin arka planı nedir?

    Fotoğraf: Burak Başgöze STM Savunma tarafından dizayn ve inşa edilen Türkiye’nin ilk milli fırkateyni TCG ISTANBUL’un Boğaz geçişi Devletler için askeri doktrinler oldukça büyük öneme sahiptir. Askeri doktrinler sahadaki operasyon gücünü, sahadaki operasyonlar ise doktrinlerin dayanak noktlaranı güçlendirir. Ülkelerin silahlı kuvvetleri için silahla eşit öneme sahip başka bir şey daha vardır. Bu kuvvetlerin düzenliliği. Askeri doktrinler bu düzenliliğin en önemli unsurunu oluşturur. Ordunun sürekli olarak yenilenmesini, ilerde yaşanabilecek zor durumlar için yol haritası çıkarılmasını, ülkenin politik çıkarları için gerekli askeri söylemlerin yaratılmasını sağlar. Yaşanacak olumsuz durumlarda, yenilgi zamanlarında işgal güçleri tarafından uygulanacak silahsızlandırma, birbirinden habersizleştirme kararları sırasında askeri kuvvetlerin fikir ve eylem birliği içinde olmasının koşullarını oluşturur. Doktrinlerin askeri alandan politik alana yaygınlaşması toplumda yaygınlaşmasına neden olur. Bu durum ise, yabancı silahlı kuvvetler karşısında sivil direnişin de meşruluk zeminine ve uygulanacak yol haritalarına temel oluşturur. Türkiye'nin uzun yıllara dayanan askeri geçmişi, doktriner anlamda diğer pek çok ülke ordusuna kıyasla güçlü olmasını da sağlamaktadır. Türk askeri doktrinlerinin en bilineni ise Mavi Vatan Doktrinidir. Peki Mavi Vatan Doktrini nedir? Mavi vatan tezi nedir? Günümüzde Türkiye'nin denizlerdeki haklarını koruma ve güçlendirme stratejisini ifade eden kavramlardan biri olan "Mavi Vatan Doktrini", Türkiye'nin denizcilik potansiyelini ve jeostratejik önemini vurgulayan bir yaklaşımdır. "Mavi Vatan'ın" isim babası Emekli Tümgeneral, Yazar Cem Gürdeniz'dir. Özellikle Türkiye'nin Ege ve Akdeniz'deki deniz sınırlarının belirlenmesi, enerji kaynaklarına erişim ve deniz ticareti gibi konularında ortaya çıkan stratejik ihtiyaçlardan doğmuştur. Mavi Vatanın Önemi ve Amacı Mavi Vatan, Türkiye'nin denizler üzerindeki egemenlik haklarını güçlendirmeyi ve korumayı amaçlar. Bu doktrin, Türkiye'nin denizlerdeki varlığını artırarak, ulusal güvenliği sağlamayı ve ekonomik çıkarlarını korumayı hedefler. Özellikle denizlerdeki enerji kaynaklarına ve ticaret yollarına erişim, Türkiye için stratejik bir öneme sahiptir ve bu doğrultuda Mavi Vatan Doktrini, Türkiye'nin denizlerdeki varlığını güçlendirmeyi ve korumayı amaçlar. Tarihsel Arka Plan Mavi Vatan Doktrini, Türkiye'nin tarih boyunca denizcilik ve deniz ticareti konularında önemli bir rol oynamış olmasından kaynaklanır. Osmanlı İmparatorluğu döneminde deniz ticareti ve donanma gücü, imparatorluğun ekonomik ve askeri gücünü sağlamlaştırmıştır. Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan bu yana da denizcilik ve deniz güvenliği stratejik öneme sahip olmuştur. Mavi Vatan Doktrini, bu tarihsel birikimin bir yansıması olarak ortaya çıkmıştır. Uygulama ve Sonuçlar Mavi Vatan Doktrini'nin uygulanması, Türk Deniz Kuvvetleri'nin kapasitesini artırarak, denizlerdeki varlığını güçlendirmeyi ve korumayı amaçlar. Bunun yanı sıra, diplomasi ve uluslararası hukuk çerçevesinde denizlerdeki hakların savunulması da Mavi Vatan Doktrini'nin bir parçasıdır. Mavi Vatan Doktrini, Türkiye'nin denizlerdeki varlığını güçlendirmeyi ve korumayı amaçlayan stratejik bir yaklaşımdır. Türkiye'nin denizlerdeki haklarını savunarak, ulusal güvenliği sağlamak ve ekonomik çıkarlarını korumak amacıyla ortaya çıkan bu doktrin, Türkiye'nin jeostratejik önemini vurgulayan bir yaklaşımdır. Bu yazıda, Mavi Vatan Doktrini'nin önemi, amacı, tarihsel arka planı, uygulanması ve sonuçları hakkında bilgi verdik. Türkiye'nin denizlerdeki varlığını güçlendirmeyi ve korumayı hedefleyen bu strateji, Türkiye'nin jeostratejik konumunu ve denizlerdeki potansiyelini vurgular.

  • İlişkilerde koku çok önemli... İyi bir parfüm nasıl seçilir?

    Yaz ayları geliyor. Hem tarzın hem de kokunun en önemli olduğu aylar. Ter kokmamak kadar önemlisi güzel kokmak. Kişinin kokusunun insan ilişkileri üzerinde de büyük bir etkisi oluyor. Yeni bir kıyafet kokusundan teninizin kokusuna kadar bu böyle. Özellikle yaz aylarında, ferah ve hafif kokular tercih edilirken aynı zamanda stilinize uygun bir parfüm seçmek de önemlidir. Yaz aylarında erkekler için en iyi parfüm markalarının ferah ve modern bir kokuyla Burberry Parfüm ya da hem tatlı hem de odunsu kokusuyla Vanilya Amber Parfüm olduğu söylenir. Öte yandan, portakalın canlandırıcı ve ferahlatıcı kokusunun erkek parfümlerinde sıkça tercih edildiği söylenir. Bunlar genel kullanım eğilimleri olabilir fakat sizin bedeniniz için en iyi parfümün hangisi olduğunu size kimse söylemez. Koku seçimi oldukça kişiseldir. Koku rehberlerinin en iyi bildiği şey hem kadın hem erkek için parfüm seçiminin çeşitli püf noktalarının olduğudur. Bir kaç önemli püf nokta ile sizin için en iyi parfüm nasıl seçilir bulacaksınız. İşte koku rehberinizi oluşturacak o püf noktalar: Parfüm alırken saate dikkat et: Doğru parfüm seçimi için doğru araçtan en iyi şekilde faydalanmak gerek. Söz konusu kokuysa eğer bu araç hiç kuşkusuz: Burun. Peki burunumuzun günün her saatinde aynı koku alma becerisine sahip olmadığını öğrendiğinizde şaşırır mıydınız? Evet, yanlış duymadınız. Günün her saati burnumuz aynı beceriye sahip değil. Erkekler için koku alma duygusunun en verimli olduğu sattler öğlen saatleri. Akşam saatleri ise koku alma duygusu erkeklerde büyük oranda azalıyor. İyi bir parfüm seçimi için parfümün nasıl koktuğunu anlamak çok önemli. O halde parfüm seçimlerinizi akşam değil öğlen saatlerinde yapın. Seçtiğiniz kokuyu bir ömür kullanabilirsiniz: Aceleye gerek yok Seçtiğiniz parfümü belki ömrünüz boyunca kullanacaksınız. Peki, alışveriş yaparken doğru kokuyu bulup bulmadığınızı anlamak için 5 dakikada karar vermeye gerek var mı? Parfümün kokusunun doğru bir şekilde anlaşılması için o parfümün teninizle tepkimeye girmesi gerekir. Sizin teniniz ve parfüm buluşacak, tepkimeye girecek ve ortak bir koku ortaya çıkaracak. Yani aslında parfümün tek başına bir kokusu yok. Parfümün kokusu ve sizin kokunuz ortaya yeni bir koku çıkarıyor. Bu yeni kokuyu doğru anlamak için ise zamana ihtiyacınız var. Bu yeni kokuyu anlamak için yaklaşık olarak 20 dakikaya ihtiyacınız var. Yani, eğer parfüm alacaksanız önce test edin, sonra başka işlerinizi halledin. Kuruluk sadece cilde değil, parfüme de zarar Bir parfümün cildinizde kalma süresiyle cildinizin nemli olup olmadığı arasında doğrudan bir ilişki vardır. Cildinizdeki nem azaldıkça parfümün kalıcılığı da azalacaktır. O halde kuru ciltliler için parfüm sıkmadan önce iki seçenek var. Ya parfüm sıkmadan önce bir ciltlerini nemlendirici ile nemlendirmelilier ya da parfümü duştan çıktıktan sonra sıkmalılar.

  • Olaylı Trabzonspor-Fenerbahçe derbisi sonrası... Osayi Samuel ceza almalı mı?

    17 Mart 2024 tarihinde oynanan Trabzonspor-Fenerbahçe derbisi futbol için hiç de hoş karşılanmayacak görüntülere sahne oldu. Maç boyunca yabancı maddelerin sahaya atılması oynanan futboldan daha fazla gündemdeydi. Hatta, Halil Umut Meler'in maçı ertelemesi gerektiği de maç esnasında tartışılıyordu. Olayların gölgesinde maç bitti. Fenerbahçeli futbolcular galibiyet sevinci yaşarken taraftar sahaya girdi. Osayi Samuel'in taraftarla olan karşılaşması başta olmak üzere, Fenerbahçeli futbolcuların ceza alıp almaması gerektiği de gündeme geldi. Osayi Samuel ceza almalı mı? Bu soruya verilecek cevap iyice değerlendirilmeye muhtaç. Sıradan bir maçta aralarında herhangi bir sorun olmayan iki rakip arasında geçen bir karşılaşmanın ardından sahaya giren bir taraftarla futbolcular arasında yaşanan bir kavga gibi değerlendirmek, Fenerhabeli futbolculara haksızlık olacaktır. Fenerbahçeli futbolcuların ceza alıp almamasına ilişkin karar verilirken, iki takım arasında yaşananlar, maç esnasında yaşananlar, sahaya inen taraftarın niyeti, futbolcunun konumu vs. gibi şeyler düşünülerek cevap verilmeli. Her yaşanan olay, kendi özel durumunda değerlendirilmeli. Şunu başta söylemek gerekiyor, Fenerbahçeli futbolculara yönelik ağır tahrik var. Bu ağır tahrik altında, Osayi Samuel'in müdahelesi nefsi müdafaa sınırlarında değerlendirelemez mi? Fenerbahçe ve Trabzonspor arasındaki gerginlik Trabzonspor ve Fenerbahçe arasında 2010-2011 şampiyonluk hakkı ile başlayan gerginlik, artarak devam etti. İki takım arasında geçen maçların pek çoğu olaylı olmaya başladı. Volkan Demirel'e atılan kale direği de dahil olmak üzere pek çok maça atılan yabancı cisimler damga vurgu. Bu gerginliğin en koruktan anı ise, 2015 yılında, Fenerbahçe takım otobüsü Trabzonspor maçı sonrasında kurşunlanması olmuştu.. Maçın iklimi Maçın tamamı boyunca, Trabzonspor taraftarı maçı organize ve sistematik olarak sabote etti. Her köşede Fenerbahçeli futbolcular karşı yabancı cisimler atıldı. Öyle ki, Trabzonspor'un berabelik golüne neden olan faul yapılırken, ceza sahasında elinde meşaleyle hakemi uyarmaya çalışan bir futbolcu vardı. 47 bin seyircilik bir atmosferde Trabzonspor taraftarı taraftarlığın ötesinde bir holiganlık sergiledi. Bozuk paralar, su şişeleri, meşaleler maç boyunca maçın seyrini ve temposunu belirleyen şeydi. Sahaya girenin niyeti belli değil mi? Osayi Samuel yaptığı hareketten dolayı ceza almalı mı herkes tartışıyor. Peki, bu başka olaylara bakıp değerledirilebilir mi? İki takım arasında gerginlik bu seviyedeyken, daha önce Fenerbahçe'nin otobüsü kurşunlanmışken, 90 dakika boyunca eline gelen her şeyi sahaya atmış bir 47 bin kişi varken sahaya giren taraftarın niyeti belli değil mi? 90 dakika boyunca ağır tahrik altında oynayan futbolculardan, sanki sıradan bir maçın ardından bir taraftar sahaya girmiş gibi tepki vermesini beklemek haksızlık değil mi? Bu koşullarda sahaya giren taraftarın niyeti açık. 47 bin kişinin önünde, sahaya giren taraftarın rakip takım oyuncusunu yere düşürmesi bu oyuncunun futbol hayatını bitirmesine neden olacak sonuçlara gebe olabilir. Hatta daha ağır yaralanmalara. Niyeti açıkca belli olan bir taraftara karşı kendini korumak nefsi müdafaa değil midir? 90 dakika boyunca Trabzonspor taraftarı çok sportmenmiş gibi Fenerbahçeli futbolculardar "sporcu taraftara vurmaz" şiarına sadık kalmasını beklemek haksızlık değil mi? Yorum sizin, Fenerbahçeli oyuncu Osayi Samuel ceza almalı mı? Rade Krunic ceza almalı mı? Kendini korumanın cezası kaç maç olmalı?

  • Antibiyotik bulamıyorsak turna yemişi yiyeceğiz... Turna yemişinin faydaları

    Kış ayları bitti ama bu hastalıkların bittiği anlamına gelmeyebilir. Son yıllar sağlık alanında yaşanan gelişmeler bazı alışkanlıklarımızı kenara koymamıza neden oluyor. Bunlardan en önemlisi antibiyotiklere ulaşmanın eskisi kadar kolay olmayışı. Uzun süre ve doktor kontorolünde olmayan antibiyotik vücut direncini düşüren en büyük tıbbi maddelerden birisi. Bir de üzerine son yıllarda yaşanan ilaç tedarik sıkıntısı eklenince antibiyotik bulmak adeta bulunmaz hint kumaşını bulmaya benzedi. Antibiyotikler ulaşılamaz olunca da doğal antibiyotik olarak bilinen gıdalara ilgi arttı. Bu gıdaların başında ise turna yemişi geliyor. Marie Antoinette'e atfedilen ünlü söze atıfla, antibiyotik bulamıyorsak turna yemişi yiyeceğiz diyerek turna yemişinin faydalarını sıralamaya başlayalım. Turna yemişi nedir? Turna yemişi ve yaban mersini birbiriyle çok karıştırılır. Oysa ikisi farklı gıdalardır. Turna yemişleri parlak kırmızı meyvelere sahiptirler ve yaprak dökmezler. Ana vatanı Kuzey Amerika olarak bilinirler. Özellikle kadınlarda sıklıkla görülen idrar yolları iltihabına karşı antibiyotik etki gösterdiği ve idrar yolu iltihabına karşı koruyucu özelliği olmasıyla bilinirler. İdrar yolu enfeksiyonuna karşı önleyicidir Turna yemişi idrar yolu enfeksiyonuna karşı önleyici bir gıdadır. Turna yemişi, bakterilerin vücuda tutunmasının önüne geçer. Antibakretiyel etki sağladığı bilinen turna yemişinin tüketimi idrar yolu enfeksiyonuna yakalanma riskini azaltıyor. Her gün bir su bardağı turna yemişi suyu tüketkmek sadece idrar yolu enfeksiyonunun önüne geçmiyor. Aynı zamanda böbrek taşı oluşumunu da engelliyor. Kalp sağlığına da yararlı Turna yemişinin sağlıklı yönleri bunlarla sınırlı değil. Bu mucizevi gıda aynı zamanda kalp sağlığı için faydalı yiyecekler arasında yer alıyor. Turna yemişi içinde bulunan yüksek flavonoid ve kuersetin antioksidanı sayesinde, kardiyovasküler hastalıklara yakalanmanın da önüne geçiyor. Ülserle de hipertansiyona da faydalı Turna yemişinin insan sağlığına yönelik bir diğer yararlı yanı ise üsleri baskılamasıdır. Ülser, günümüzde insaların en çok rahatsızlık çektiği sağlık sorunları arasında gelmektedir. Turna yemişi, vücudunuzu hem temizler hem de arındırır. Aynı zamanda midede ülsere yol açan bakterilerin rahatsızlık yaratmasına da izin vermez. Turna yemişinin bir diğer faydası ise hipertansiyona. İçerisinde bol miktarda C ve E vitabini bulunan Turna yemişinde sodyum düzeyinin oldukça düşük oluşu hipertansiyon hastaları için tercih edilmesine de neden oluyor.

  • Türkiye'deki sığır sayısı belli oldu... Türkiye'de toplam 16 milyon sığır var. Türkiye'deki büyükbaş ve küçükbüş hayvan sayıları

    Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2023 yılına ilişkin hayvansal üretim istatistiklerini açıkladı. Açıklanan istatistiklere bakıldığında Türkiye'deki büyükbaş hayvan sayısı 2022 yılıyla kıyaslandığında yüzde 2,6 düşüş gösterdi. Açıklanan verilere bakıldığında Türkiye'de toplam 16 milyon 421 bin 256 sığır, 171 bin 835 tane ise manda bulunuyor. TÜİK tarafından açıklanan veriler dikkate alındığında, küçükbaş hayvan sayısının da büyükbaş hayvan sayısına benzer olarak düştüğü gözlemleniyor. Verilere göre, 2022 yılılda 56 milyon 265 bin 750 küçükbaş hayvan sayısı 52 milyon 363 bin 410'a geriledi. Bu düşüş, Türkiye'deki küçükbaş hayvan sayısının yüzde 6,9 oranındaki düşüşe denk geliyor. Açıklanan verilere bakıldığında, Türkiye'deki büyükbaş ve küçükbüş hayvan sayılarıyla birlikte Türkiye'deki sığır sayısı da belli oldu. Türkiye'de verilere göre toplam 16 milyon 421 bin 256 sığır var. Türkiye nüfusu artıyor, hayvan sayısı azalıyor TÜİK verilerine göre son yıllarda Türkiye'nin nüfusu artarken hayvansal üretim azalıyor. Son verilere göre Türkiye nüfusu 85 milyon 372 bin 377 kişi oldu. Türkiye nüfusu düzenli olarak artış eğiliminde. Ancak, büyükbaş ve küçükbaş hayvan üretiminde yıllara göre düzenli bir artış bulunmuyor. Büyükbaş ve küçükbaş hayvan üretimi dalgalı bir şekilde ilerlerken son yıllarda yaşanan düşüş ise göze çarpıyor. Özellikle küçükbaş hayvan üretiminde son yıllarda yaşanan sert düşüş dikkat çekiyor. Türkiye'nin TÜİK verilerine göre, bir önceki yıllla kıyaslandığında 92 bin kişi artış gösterdi. 2022 yılında 599 bin, 2021 yılında ise 1 milyon 65 bin kişi artmıştı. Türkiye'nin nüfusu her geçen yıl bir önceki seneye göre arttış gösterirken, 2023 yılında küçük baş hayvan sayısı 3 milyon 902 bin azaldı. 2022 yılında da 1 milyon 253 bin azalan küçükbaş hayvan sayısı 2021 yılında ise bir önceki seneye göre 3 milyon 406 bin artış göstermişti. Verilerden de anlaşılacağı üzere son iki yılda küçükbaş hayvan sayısı hızlanarak azalma eğiliminde. Büyükbaş hayvan sayısı ise son üç yıldır azalıyor. TÜİK verilerine göre Türkiye'de 2023 yılında büyükbaş hayvan sayısında 440 bin azalma söz konusu. 2022 yılında 1 milyon 12 bin azalan büyükbaş hayvan sayısı 2021 yılında ise 121 azalmıştı. Yaşanan değişime daha yakından bakmak için oransal değişime bakmak yerinde olacaktır. Türkiye'nin nüfusu ortalama olarak yüzde 1 büyüme eğiliminde olduğu görülüyor. TÜİK verilerine göre 2020 yılında yüzde 11, 2021 yılında ise yüzde 6 artan küçük baş hayvanlar ise 2022 yılında yüzde 2, 2023 yında ise yüzde 6 azaldı. TÜİK verileri son iki senede büyükbaş hayvan sayınıda yaşanan azalmayı da ortaya koyuyor. Verilere göre, 2022 yılılnda yüzde 5 azalan büyükbaş havyan sayısı bu sene de yüzde 2 azalma eğilimi gösterdi. Verilere göre, büyükbaş hayvanlarında azalma hızı azalsa da azalma eğiliminin sürdüğü görülüyor. Sığır sayısı da son üç yıldır düşüyor TÜİK tarafından açıklanan hayvansal üretim istatistiklerinin ardından, FOX Ana Haber sunucu Selçuk Tepeli'nin "200 Bin troll besleyeceğinize 200 bin sığır besleyin, bu ülkeye faydası olur en azından" sözleri akıllara geliyor. Türkiye'de verilere göre toplam 16 milyon 421 bin 256 sığır var. Sığır sayıları son üç yıldır düzenli olarak azalıyor. 2021 yılında bir önceki yıla kıyasla 114 bin azalan sığır, 2022 yılında ise 998 bin azalmıştı Bu sene ise Türkiye'de sığır sayısı geçtiğimiz yıla göre 430 bin azaldı. İlgili verilerin değişim oranına bakıldığında ise 2021 yılında yüzde 0,64 azalan sığır sayısı 2022 yılında bir önceki yıla oranla yüzde 5,59 azalış gösterdi. Bu sene ise 2022 yılına kıyasla sığır sayısı yüzde 2,56 düştü.

  • Türkiye en çok konut satılan il İstanbul, ilçe Esenyurt... Türkiye 2023 yılında konut satışları

    Barınma her insanın vazgeçilmez ihtiyacı. Modern dönemlerde barınma ihtiyacı ise evler aracılığıyla gideriliyor. Bir evi kullanabilmezin yasal yolları o eve sahip olmanız, o evde kiracı olmanız ya da o evde misafir olmanız... Misafirlik geçeci, kiralar ise ateş pahası. Ev almak ise yükselen kredilerle birlikte iyice zorlaştı. Geçtiğimiz yıllarda yaşanan faiz oranlarındaki düşüş ev fiyatlarını oldukça yükseltmişti, son yıllarda yaşanan faiz oranlarındaki yükseliş ise kredi ödemelerini oldukça yükseltti. Faiz oranlarnıdaki yükselmeyle birlikte ev fiyatlarında beklendiği oranda düşüş olmadı. Fakat yine de Türkiye'de 1 milyondan fazla konut geçtiğimiz sene satıldı. TÜİK verilerine göre 2023 yılında Türkiye'de toplam 1 milyon 225 bin 926 konut satıldı. 2023 yılında Türkiye'de yapılan konut satışlarının illere ve ilçelere göre sıralaması şöyle: İstanbul birinci sırada, İstanbul'u Ankara ve İzmir takip ediyor 2023 yılında gerçekleşen konut satışlarına bakıldığında en çok konut satışının İstanbul'da yaşandığı gözlemleniyor. Verilere göre 2023 yılında İstanbul'da 198 bin 739 konut satıldı. İstanbul'u ise Ankara takip ediyor. 2023 yılında Ankara'da gerçekleşen konut satış sayısı toplam 114 bin 432 oldu. İstanbul'un nüfusuna kıyasla Ankara'yla arasında olan bu küçük fark dikkat çekti. İzmir'de ise 65 bin 465 konut satışı gerçekleşirken, İzmir'i 64 bin721 konut satışı ile Antalya ve 45 bin 416 konut satışı ile Bursa takip etti. 2023 yılında konut satışı yapılan ilk 10 şehir Esenyurt, Alanya ve Çankaya Türkiye'nin en çok konut satışı olan ilçeleri 2023 yılında gerçekleşen konut satışalarına bakıldığında en çok konut satışı yapılan ilçeler sırasıyla İstanbul Esenyurt, Antlaya Alanya ve Ankara Çankaya oldu. Verilere göre, Esenyurt'ta 2023 yılında 25 bin 189 konutun satışı gerçekleşti. Alanya'da konut satış sayısı 2023 yılında 20 bin 255 olurken, Çankaya'da ise 18 bin 644 konut satıldı. Çankaya'yı 17 bin 269 konut satışyla Keçiören takip ederken, Bursa'nın Nilüfer ilçesi 17 bin 245 konut satışya beşinci sırada yer aldı. 2023 yılında en çok konut satışı yapılan ilk 10 ilçe Yabancılar en çok Antalya'dan konut aldı Veriler incelendiğinde yabancılar tarafından en çok konut alınan ilin Antalya olduğu görüldü. 2023 yılında Türkiye'de yabancılara toplam 35 bin 5 konut satıldı. Bu satışların yaklaşık üçte biri Antalya'da gerçekleşti. Antalya'da toplam 12 bin 707 konut yabancılara satıldı. İstanbul'da ise 2023 yılında 11 bin 229 konut yabancılara satıldı. İstanbul'u ise yabancılara satılan 3 bin 16 konutla Mersin takip etti. 2023 yılında yabancılara en çok konut satışı yapılan ilk 10 şehir

  • Türkiye'nin umudu azaldı, memnuniyeti düştü, terörün yerini hayat pahalılığı aldı... Mutluluk araştırması sonuçları açıklandı

    Mutluluk araştırması olarak bilinen ve her yıl açıklanan TÜİK Yaşam Memnuniyet Araştırması'nın sonuçları açıklandı. Genel mutluluk düzeyine bakıldığında Türkiye'nin yarıdan fazlası, yüzde 52,7'si mutlu. Her ne kadar sonuçlar "mutluluk verici" olarak görülse de geçmiş yıllara kıyaslandığında bazı parametrelerdeki düşüş de dikkat çekiyor. Kamu hizmetlerinden memun olma oranı düşüyor Araştırmanın önemli bir kısmını da vatandaşların kamu hizmetlerinden memnun olup olmadığının ölçülmesini oluşturuyor. 2013 yılıyla kıyaslandığında çeşitli hizmetlerde yaşanan düşüş dikkat çekiyor. En büyük düşüş eğitim hizmetlerinde yaşandı. 2013 yılında eğitim hizmetlerinden memnun olanların oranı yüzde 69,7'yken bu oran 2023 yılında yüzde 12 azalarak yüzde 57,7'ye geriledi. Eğitim hizmetlerine yönelik memnuniyet düşüşünü yüzde 9,2 oranındaki düşüş ile sağlık hizmetleri takip etti. 2013 yılında araştırmaya katılanların yüzde 74'ü sağlık hizmetlerinden memnunken 2023 yılında sağlık hizmetlerinden memnun olanların oranı yüzde 65'de kaldı. 2013 yılıyla kıyaslandığında, vatandaşların Sosyal güvenlik kurumu hizmetlerinden memnuniyeti yüzde 8,6, Ulaştırma hizmetlerinden memnuniyeti yüzde 8,2, Asayiş hizmetlerinden memnuniyeti ise yüzde 4,9 geriledi. 2013'le kıyaslandığında vatandaşın memnuniyet düzeyinin arttığı tek hizmet ise yüzde 5,8'lik artışla Adli Hizmetler oldu. Belediye hizmetlerinden de memnuniyet düzeyi azalıyor TÜİK tarafından açıklanan veriler incelendiğinde yalnızca kamu hizmetlerinden değil, belediye hizmetlerinden de memnuniyet düzeyinin oldukçak düştüğü gözlemlendi. Verilere göre 2004 yılına kıyasla en büyük düşüş şebeke suyu hizmetine yönelik oldu. Şebeke suyu hizmetinden 2004 yılında vatandaşların yüzde 76,1'i memnunken bu rakam 2023 yılında yüzde 17,6 azalarak yüzde 58,5'e geriledi. Bir diğer büyük gerileme ise toplu taşıma hizmetlerinde yaşandı. 2004 yılında memnuniyet düzeyi yüzde 67,8 olan memnuniyet düzeyi yüzde 11,9 azalarak yüzde 55,9'a kadar geriledi. 2004 yılıyla kıyaslandığında 2023 yılında, kanalizasyon hizmetlerindeki memnuniyet düzeyi yüzde 74'den yüzde yüzde 64,6'ya; yol/kaldırım yapım hizmetlerndeki memnuniyet yüzde 60,1'den yüzde 53,7'ye; çöp ve çevresel atık toplama hizmetlerindeki memnuniyet düzeyi yüzde 74'9'dan yüzde 67,2'ye; zabıta hizmetlerindeki memnuniyet düzeyi ise yüzde 62'den yüzde 54,2'ye geriledi. 2004 yılına kıyaslandığında belediye hizmetlerinde memnuniyet düzeyinde artış gösteren tek hizmet yeşil alanların miktarı oldu. Yeşil alanlar konusundaki belediye hizmetlerindeki memnuniyet 2004 yılıyla kıyaslandığında yüzde 5,8 arttı. Ülkenin en önemli sorununda Terör'ün yerini hayat pahalılığı aldı Yapılan araştırmada önemli bir konu da vatandaşların ülkenin en önemli sorunu olarak neyi gördüğü hususu oluşturuyor. Buna göre 2023 yılında vatandaşlar ülkenin en önemli sorunlarını, hayat pahalılığı, eğitim, yoksulluk, işsizlik ve ahlaki ve toplumsal değerelerin bozulması olarak sıralıyor. Verilerin toplanmaya başlandığı ilk sene olan 2017 yılında yüzde 39,7 ile birinci sırada yer alan Terör ise sekizinci sıraya dek geriledi. Eğitim ise o yıllardan bugüne en önemli sorunlar arasında yer alıyor. 2023 yılında en önemli görülen sorun sıralaması şöyle:

  • Gençleşmek mümkün olmayabilir ama genç görünmek mümkün... Sizi genç gösteren yiyecekler

    Yaşlanma her çağda ve her yaşta önemli bir gündem olarak duruyor. Kendi yaşından daha genç görünmek ise kimsenin reddemeyeceği bir durum. Eğer 90 yaşında 70 yaşında gibi görünüyorsanız, 70 yaşında gösterdiğiniz için değil ama kendi yaşınızdan genç gösterdiğiniz için kendinizi şanslı hissedebilirsiniz. Gençleşmek mümkün mü? Yaşınızı mahkeme kararıyla küçültüyorsanız belki... Ama genç görünmek mümkün. Sizi genç gösterecek, cildinizi parlatacak yiyecekler elbette var. Beslenme ve sağlık arasındaki kaçınılmaz bağ, beslenme ve genç görünmek arasında da var. Bazı yiyecekler ve içecekler sizin genç görünmezi sağlayabilir. Beslenme uzmanlarının bu konuda tavsiyelerine kulak asmakta fayda var. Sağlıksız beslenmeye paydos etmeli ve cildi gençleştiren yiyeceklere biraz daha önem vermeli. Beslenme uzmanları, beslenme sağlığı için uzun bir liste verecektir. Kadınlar için diyet, erkekler için diyet oluşturacaktır. Ancak biz bu yazıda yaşınızı genç gösterecek, cildinizi parlatacak toplam dört yiyecek ve içecekten bahsedeceğiz. O halde sizi genç gösteren yiyeceklere kısaca göz atalım. 1 . Ayçekirdeği Sağlıklı beslenme yaşam süresini uzatır. Ayçekirdeği dendiğinde ise genelde akıllara sağlıksız bir beslenme gelir. Oysa vitamin bakımından zengin yiyecekler sağlıklı besinlerden birisidir. Ayçiçeği ise genç görünek için gerekli olan E vitaminini içinde barındırır. Hatta neredeyse E vitamini deposidir. Yaşlandırıcı etkiye karşı adeta savaşan antioksidanlara olan ihtiyanızı hatta fazlasını ayçekirdeğinde bulabilirsiniz. 2 . Ispanak ve fasulye Sağlıklı bir vücut için olmazsa olmaz sebze tüketimidir. Beslenme doktorları tarafından verilen sağlık önerilerinde sebzeler çok önemli bir yerde bulunan besin grubudur. Aynı zamanda yeşil yapraklı ıspanak ve fasulye yiyenler ise kırışıklık konusunda oldukça avantajlıdır. Ispanak ve fasulye cildi gençleştiren en önemli yiyeceklerdendir. Cildinizde oluşan yıpranmayı tamir ederken cilt hücrelerinizi de yenileyerek sizi genç göstermeye olanak tanır. 3 . Üzüm suyu Cildi güzelleştiren besinler söz konusu olduğunda meyvenin faydalarından muhakkak yararlanılmalı. En sağlıklı meyveler arasında bulunan üzümün antioksidan özelliğinini çok fazla olduğu bilinmektedir. Öyle ki üzümdeki bu özelliğin, Üzümün antioksidan özelliği, E vitamininden elli, C vitamininden ise otuz kat daha fazla olduğu düşünülmektedir. Kaliteli beslenmede en faydalı içeceklerden birisi de üzüm suyudur. Üzum suyunun en bilinen özellikleri kalp krizine karşı kişiyi koruması, felce karşı önleyici etkisidir. Bu etkinin yanı sıra, gençlşmek isteyenler için de oldukça önemil bir işlev görürü. Üzüm suyu sarkmalara karşı en doğal savaşcıdır. Bunun nedeni üzümün içinde bulunan polifenol adı verilen antioksidandır. Polifenol cildi esnek ve elastik tutmaya yarar. 4. Patates Dünyamızın hayat kaynağı güneş aynı zamanda bizim yaşlılık kaynağımızdır da. Erken yaşlanma ve güneş ışınlarına fazla maruz kalmak arasında doğru bir ilişki vardır. Eğer güneş ışınlarına fazla maruz kalıyor ve bunula savaşmak istiyorsanız en faydalı besin patates olacaktır. Güneşin yol açtığı bu hasarla savaşan patates beta kareton açısından oldukça zengindir. Beta karetonlar, barındırdıkları pigmentler sayesinde güneş ışınlarının veridği zararı engelemek konusunda bire birdir.

  • Prostat kanseri riskini en aza indirin... 8 adımda prostat kanserinden korunmanın yolları

    Çağımızın en korkulan hastalıklarından birisi kanserdir. Genetik faktörler ve çevresel faktörler kaser sebepleri arasındadır. Kanser gün geçtikçe daha sık görülmektedir. Kanser, kontrolsüz çoğalmadır. Vücudunzda bulunan organ ve dokular kontrolsüz ve olağanın dışında çoğalır ve büyürse kanser ortaya çıkar. Tabii ki her kanser aynı değildir. Aynı kanser türünün ise farklı evreleri farklı risklere işaret eder. Genellikle 4 evre kanser bilinir. Nadiren 5 evreden de söz edilebilir. Kanser tedavisi alanında modern tıp ilerleme kaydetmiştir. Ancak bitkisel kanser tedavileri uyguladığını iddia eden alanlar da bulunmaktadır. 200'den fazla kanser türü kayıtlara geçmiştir. Bunlardan birisi de prostat kanseridir. Prostat adı verilen organ idrar kesesinin tam altında yer alan bir salgı bezidir. Erkek menisi oluşturan sıvının bir kısmı bu organ sayesinde üretilmektedir. Prostatı alınan erkekler baba olamayacağını düşünür. Oysa, tüp bebek gibi yöntemler sayesinde baba olmalaır mümkündür. Prostat büyümesi, prostatın büyüyerek mesanenin altındaki idrar yolunu tıkamasıdır. Bu olayın yaşanması prostatın için yer alan bezlerin büyümesiyle mümkün olmaktadır. Prostat içindeki bezlerin kontorlsüz büyümesi ve çoğalması ise prostat kanseridir. Her tümör iyi huylu ve kötü huylu olarak ikiye ayrılır. Prostat tümörünün tedavisinde de tümörün huyu önemli bir yer tutmaktadır. İdrara çıkma sıklığının çoğalması, idrar yaparken hissedilen ağrı ve yanma, idrar akışının yavaş ya da zayıf oluşu, idrarda kan görülmesi gibi belirtiler prostat kanseri belirtileri arasında yer alır. Peki, prostat kanserinden korunmanın yolları var mı? Tabii ki prostat kanserini önleyecek, prostat konserinden korunacak yöntemler bulunuyor. 8 kouya dikkat ederek prostat kanseri riskinizi en aza indirmek mümkün: 1 . Kahve tüketimini arttırın Yapılan araştırmalar kahve tüketimi fazla olan erkeklerin kahve tüketmeyen erkeklere kıyasla prostat kanserine yakalanma riskinin az olduğunu ortaya koyuyor. Öyle ki, kahve tüketen erkeklerde prostat kanserine yakalanma olasılığı tüketmeyenlere kıyasla yüzde 59 daha az. İçilen kahvenin kafein içermesi ya da içermemesi ise fark etmiyor. 2 . Prostatı çalıştırmak önemli Çalışan prostatın kansere yakalanma riski çalışmayan prostata kıyasla daha az. Prostatı çalıştırmanın bir yolu ise orgazm. Yapılan araştırmalara göre ayda 20'den fazla orgazm yaşayan erkeklerin prostat kanserine yakalanma riski, ayda 7 ve daha az orgazm yaşayan erkeklere kıyasla yüzde 30 daha az. 3 . Gıda seçerken domatese öncelik verin Beslenme ve sağlık arasında önemli bir ilişki olduğu artık herkesce biliniyor. Prostat kanserine yakalanma riskini azaltmak için de beslenmeye önem vermeli ve bazı gıdaları daha çok tercih etmeliyiz. Yapılan araştırmalar domates tüketiminin prostat kanseri riskini azalttığını ortaya koyuyor. Yapılan çalışmalar domatese kırmızı rengini veren likopenin prostat riskini aza indirdiğini açığa çıkarıyor. Uzmanlara göre haftata en az iki defa domates yemek prostat kanseri riskini oldukça azaltıyor. 4 . Hareketsiz kalmayın Egzersiz yapmanın prostat kanseri riskini çok büyük oranda düşürdüğü biliniyor. Öyle ki, düzenli olarak egzersiz yapanların prostat kanserine yakalanma riski yapmayanlara kıyasla yüzde 41 daha az. Ayrıca hareket etmek sadece önleyici değil, prostat kanserinden kurtulduktan sonra da koruyucu oluyor. Prostat kanserinden kurtulan ve düzenli olarak spor yapanların prostat kanserinden ölme ihtimalleri yüzde 56 oranında azalıyor. 5 . Gözünüzü balıklara dikin Balık yağları prostat kanserine yakalanma riskini büyük oranda azaltıyor. Balık yağında bulunan DHA ve EPA, tümörlerin ilerlemesinde büyük bir engel oluşturuyor ve prostat kanserine karşı büyük oranda koruyuculuk sağlıyor. Türkiye bir yarım ada ülkesi olarak bu açıdan şanslı çünkü yapılan araştırmalar bir haftada en az üç defa balık tüketen erkeklerde prostat kanserine yakalanma riskinin tüketmeyen erkeklere kıyasla yüzde 25 oranında azaldığını iddia ediyor. 6 . Trans yağlardan uzak durmalısınız Eğer prostat kanserine yakalanma riskinizi en aza indirmek istiyorsanız trans yağlardan olabildiğince uzak durun. Araştırmalar gösteriyor ki, kanlarında trans yağ oranı yüksek olan erkekler düşük olan erkeklere kıyasla prostat kanserine daha sık yakalanıyorlar. Trans yağlar insan hayatını olumsuz etkileyen yağlar arasında yer alır. Trans yağ içinde bulunan asit maddeleri hem damarlarda iltihaplanmaya hem de insülün direncine neden olur. Damarlarda yağlanma ve insülün direnci ise prostat kanserine neden olan iki önemli faktördür. 7. Güneşin sizi korumasına izin verin Güneş ışınları içinde d vitaminlerini barındırır. Tabii ki her şeyin fazlasının olduğu gibi güneş ışınlarına da fazla maruz kalmak insanlar için çeşitli zararları içinde barınıdır. Ancak vücudunuz için en önemli d vitamini kaynağı güneş ışınlarıdır. Güneşe kendinizi fazla teslim etmeyeceğiniz gibi kendinizi de güneşten mahrum etmeyin. Güneşte bulunan d vitamini prostat kanserini önleyen en önemli vitaminlerden birisidir. Güneş ışınlarından faydalanan erkeler güneşin etkilerinden faydalanmayan erkeklere göre prostat kanserine yüzde 65 oranında daha az yakalanıyor. Ayrıca, d vitamini kansere karşı sadece korumuyor. Kanserli dokuların vücutda yayılmasının da önüne önemli ölçü de geçiyor. 8. Sarımsak ve şaraptan faydalanın Uzmanlar sarımsak ve şarabın prostat kanserine yakalanma oranını düşürdüğünü düşünüyor. Günde iki gramdan fazla sarımsak tüketen erkekler daha az tüketen erkeklere kıyasla yüzde 50 daha az prostat kanserine yakalanıyor. Günde birya da iki kadehten daha fazla şarap içmek ise prostat kanseri hücrelerinin gelişimini büyük ölçü de önlüyor.

bottom of page